5 Ağustos 2013 Pazartesi

Yoğun Bakım Ünitesinde Çalışan Hemşirelerde Stres Yaygınlığı ve Stresle Başa Çıkma Mekanizması
Raja Lexshimi RG, Saadiah Tahir, Santhna L.P, Md Nizam J
Çeviri: Şebnem Şahin
ÖZET
   Yoğun bakım ünitesinde çalışan hemşireler için çalışma ortamı devamlı bir stres kaynağıdır. Hastaların sağlık problemlerinin karmaşık doğası  çok komplike bir teknolojinin yoğun kullanımını gerektirdiği için, araştırmacılar yoğun bakım ünitesinin stres verici bir ortam olduğunu belirtmektedir.    Bu çalışma Malezya Kebangsaan Üniversitesi Hastanesi yoğun bakım ünitesinde çalışan hemşire personelinin yaşadığı stres yaygınlığı ve stresi etkileyen faktörlerin araştırılmasını ve tecrübe edilmiş stres belirtilerinin keşfedilmesini amaç edinmiştir. Bu tanımsal çalışma Kebangsaan Üniversitesi Hastanesi yoğun bakım ünitesinde (YBÜ) çalışan 67 hemşire üzerinde gerçekleştirilmiştir. Bilgiler kişiye yönelik anketler kullanılarak elde edilmiştir. Anket sosyo-demografik bilgiler, stresi etkileyen faktörler ve tecrübe edilen stresin belirtilerini kapsamıştır. Toplanan bilgiler sıklık ve yüzdelik kullanılarak analiz edilmiştir. Sosyo-demografik bilgiler ile stresi etkileyen faktörler arasındaki ilişkiyi incelemek için Ki-Kare Uygunluk Testi kullanılmıştır. Bulgular hemşire personelinin %100’ünün (n=67) stres belirtileri tecrübe ettiğini göstermektedir. Kebangsaan Üniversitesi Hastanesi YBÜ’de çalışan hemşireler tarafından tecrübe edilen stres; bilgi, iş tecrübesi, durumu kritik olan hastalar ve çevresel faktörler gibi birçok sebepten ortaya çıkmıştır. Kebangsaan Üniversitesi Hastanesi YBÜ’de çalışan hemşirelerin yüksek stres altında oldukları görülmüştür. Hemşirelerin temel yoğun bakım ünitesi kurslarını almalarını teşvik etmek ve hemşire kontenjanını arttırmak gibi tavsiyeler YBÜ hemşirelerinde görülen yaygın stresi azaltabilir. Stres, hasta bakımında performans ve iş kalitesini etkilemektedir, bu sebeple hastane yönetimi stres seviyelerinin düşürülmesinde önemli bir rol oynamaktadır.

Anahtar Kelimeler: Stres, başa çıkma mekanizması, Yoğun Bakım Ünitesi hemşireleri


GİRİŞ

   Yoğun bakım ünitesinde çalışan hemşireler için çalışma ortamı sürekli stres kaynağı oluşturmaktadır. Kritik hasta bakımı, oldukça ciddi tedavi ve devamlı teyakkuz halinde olmayı gerektirir (Norbeck 1985). Hastaların karmaşık teknoloji kullanımı gerektiren tedavileri, YBÜ hemşirelerinin devamlı bir stres ortamını tecrübe etmelerine yol açmaktadır (Robinson & Lewis 1990). Hemşireler karmaşık teknolojiyle başa çıkmanın yanında, hasta bakım yönetimiyle ilgili devamlı bir ahlaki çıkmazla da karşı karşıyadır.

 Aynı zamanda sağlık bakım hizmetindeki değişiklikler yeni hemşirelik görevleri ve sorumlulukları oluşturmuş, dolayısıyla stres kaynaklarına katkıda bulunmuştur (Erlen & Sereika 1997). Hemşireler hastanın bakımını hemşirelik faaliyetleri kapsamında gerçekleştirmeye çalıştığında stres ortaya çıkmaktadır. Bununla birlikte sürekli bir en iyiye ulaşma isteği de strese yol açan etmenlerdendir.

Çalışma Stresine Yol Açan Etmenler

   Birçok araştırma YBÜ’nin stres verici bir ortam olduğunu ortaya koymuş (Robinson & Lewis 1990), Youngner et al (1979) YBÜ’nin kendi başına hemşirelerde stres üretmeye yettiğini belirtmiştir. Çalışmalar aynı zamanda yüksek stres seviyesinin hemşirelerde yeterlilik ve iş performansını etkilediğini göstermektedir (Taromina 2000). Hay & Oken (1972), YBÜ ortamını ve YBÜ’de çalışmanın psikolojik etkisini hemşirelerdeki stresin iki etmeni olarak göstermişlerdir. Buna rağmen, Hollanda’da 521 hemşire üzerinde yapılan çalışma, yoğun bakım ünitesi çalışma ortamının başka hastane bölümlerinden daha stresli olduğu görüşünde mutabık olmamıştır (Boumans & Landeweerd 1994).

   Bazı araştırmacılar hastaların ölümüne yakın olmanın YBÜ hemşireleri için son derece stresli olduğunu belirtmektedir. Karar alma yetkisi de YBÜ hemşireleri için endişe kaynağıdır. Önceki araştırmanın da gösterdiği üzere, YBÜ hemşirelerinin yaşadığı stresin doğası daha örgütseldir. Örgütsel stresler fiziksel, psikolojik ve sosyal sorunlardan kaynaklanabilir (Duquette et al 1994). Sözle ve fiziki saldırının yaygın olduğu ortamlarda çalışan hemşirelerin stres etkileriyle karşılaşmaları daha olağandır. YBÜ hemşirelerinde strese yol açan diğer faktörler çalışma süresinin artması (Janseen et al 1999), hemşire eksikliği, iş arkadaşlarından sosyal destek alamamak (Balker et al,2000), çok sayıda evrak işi ve amirin yüksek beklentileri, organizasyon ve hasta akrabaları olabilmektedir.


Çalışma Stresinin Etkileri

   Dunham’a (1984) göre, strese verilen tepkiler üçe ayrılabilir: zihinsel, fiziksel ve duygusal. Strese verilen duygusal ve zihinsel tepkiler sık sık duygusal halin değişimi, gereksiz kaygılar ve öfke patlamaları şeklinde sıralanırken fiziksel stres belirtileri kalp rahatsızlıkları, ülser ve kurdeşen şeklinde görülmektedir. Stresin aynı zamanda gerilim, kaygı, yorgunluk ve depresyon gibi ruh hali değişimlerine yol açtığı da bilinmektedir (Cox & Ferguson 1991). Yorgunluğun etkileri yorulma seviyesindeki bir işlevsizlikten kontrol kaybına kadar derecelendirilebilir (Tavares 1994). Hemşireler üzerinde yapılan önceki araştırmalar çalışma stresi ile zihinsel acı arasında pozitif bir ilişkinin varlığını ortaya koymuştur (Tyler & Ashway 1992). Kebangsaan Üniversitesi Hastanesi yoğun bakım ünitesinde çalışan hemşirelerde stres yaygınlığı ve stresi etkileyen faktörler hakkında oldukça az şey bilinmektedir. Bu sebepten ötürü bu çalışma kritik bakım hemşireleri arasındaki stres yaygınlığını ve stresi tetikleyen etmenleri araştırmayı, stres vericiler ve hemşireler arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaç edinmiştir.

YÖNTEMLER

   Kebangsaan Üniversitesi Hastanesi yoğun bakım ünitesinde çalışan toplamda 70 kritik bakım hemşiresi bu kesitsel çalışmaya dahil edilmiştir. Havale alan ve öğrenim görülen bir hastane olması, kritik hastaların tedavisinde karmaşık teknoloji kullanılması ve kısmen de hastalarla eğitilmiş uzmanlar ve narkozcuların ilgilenmesi, Kebangsaan Üniversitesi Hastanesi yoğun bakım ünitesinin seçilmesinde rol oynamıştır. Cole’dan (1992) uyarlanan anketler dâhil edilen ve kapsayıcı kritere uyan tüm hemşirelere rastgele evrensel bir yöntem kullanılarak dağıtılmıştır. Örneklerin ikmalinde kullanılan kapsayıcı kriter: Malezya Hemşirelik Kurulu’nda kayıtlı olmalarıdır. Anket, geçerliliği ve güvenirliğini test etmek üzere Tengku Ampuan Rahimah Klang Hastanesi yoğun bakım ünitesinde çalışan 20 hemşire üzerinde pilot olarak uygulanmıştır. Pilot uygulamanın sonuçları asıl çalışmaya dahil edilmemiştir. Anket dört bölümden oluşmaktadır: Bölüm A sosyo-demografik bilgi üzerinedir.  Bölüm B’nin kapsadığı 25 stres unsuru üç alt-bölüm halindedir: fiziksel çevre (9 unsur), psikolojik çevre (10 unsur) ve hemşirenin geçen 12 ayda strese verdiği tepkiler (6 unsur), bölüm C stresi etkileyen çalışma değişkenleri ve D bölümü stresle başa çıkma mekanizmaları. Stresle ilgili cevapları olan sorulara hemşirelerin yalnızca ‘evet’ veya ‘hayır’ cevabı vermeleri istenmiştir.

  Bilgiler tanımsal analiz için SPSS 10.0 adlı bilgisayar programına kodlanmış ve girilmiştir. Bilgiler sıklık ve yüzdeliğe göre tanımlanmıştır. Strese yol açan etmenler ve sosyo-demografik bilgi arasındaki ilişkiyi incelemek için bir Ki-kare testi uygulanmıştır.

SONUÇLAR

Örneklerin Tanımı

   Dağıtılan 70 anketten sadece 67 tanesi bütün bilgileri içermiş, 3 anket boş halde geri verilmiştir. Hemşirelerin %70’inden fazlası 22-40 yaş aralığındadır. Yalnızca %13’lük dilim 25-27 yaşındadır, aynı yüzdelikler 28-30 yaş aralığı ve 31 yaş üstü için gözlenmiştir. Tüm hemşireler orta öğretimi tamamlamış ve hemşire olarak kaydolmuşlardır. Hemşirelerin çoğu (%80) üç yıldan az iş tecrübesine sahiptir. 67 hemşire içinden yalnızca 10 tanesi (%14.3) YBÜ temel kursunu almıştır. Kısa iş tecrübesi ve temel kursun tamamlanmayışına (%87.5) bakılırsa,  hemşireler kritik bakım hemşireliği hususunda sağlam bir temele ve yeterli bilgiye sahip olmayabilirler. Medeni hal durumuyla ilgili sorulara, 57 hemşire (%81.4) evli, 16 (%22.9) hemşire “aileyle yaşıyor” cevabını vermiştir. Kendi başına yaşayan  %20 ve arkadaşlarla yaşayan dilim %57.1’dir.

Stres Yaygınlığı

   Ankete katılan hemşirelerin hepsi (%100) fiziksel ve psikolojik stres tecrübe ettiğini belirtmiş ve son 12 ayda tecrübe ettikleri stres belirtilerini stres envanterinde göstermiştir.

Stres Envanteri

   67 hemşireden 66’sı (%98.6) baş ağrıları, %60’ı bunun akabinde karın ağrıları ve göğüs ağrıları (%57.1) tecrübe etmiştir. Bunun yanında 65 hemşire (%97.1) virüs enfeksiyonuyla hasta olmuş, %84.3 uyku problemleri tecrübe etmiş, %65.7 kilo kaybı yaşamıştır.
Ancak, libido kaybı yalnızca hemşirelerin %5.7’lik bir azınlığı tarafından yaşanmıştır. (tablo 1)

Kritik Bir Hastaya Bakmak

   Hemşirelerden 50 tanesi (%71.4) durumu kritik olan hastalara bakarken, 53 tanesi (%75.7) resüsitasyon gerektiren hastalara bakarken stres yaşadıklarını belirtmiştir.

Hemşire-Hasta Oranı

   Hemşire-hasta oranı hemşirelerin %100’ü tarafından stres faktörü olarak tanımlanmıştır. Bunun yanında, bakması için yalnızca bir hasta verilen hemşireler, iki ve üç hasta verilen hemşirelerden daha az stres yaşadıklarını söylemişlerdir.

Çevre Faktörü

   %67.1’lik bir çoğunluk, teferruatlı teknolojinin kullanıldığı bir ortamda olmayı, kumanda ve tamir etmek çok fazla bilgi ve sabır gerektirdiği için oldukça stresli olarak anlatmıştır.

Kişilerarası İlişkiler

   31 (%44.9) hemşire başka personel-doktor ve başhemşirelerle çalışmayı rahatsızlık verici bulurken, hemşirelerin diğer yarısı birlikte çalışmaktan rahatsızlık duymamaktadır. (%85.5) hemşire başhemşirelerinin, 49 hemşire (%70) doktorların varlığından rahatsızdır.

Stresin Araştırma Değişkenleri (İş Stresörleri) ile İlişkisi

   Araştırma değişkenleri ile stres arasında kayda değer bir fark gözlenmiştir (Tablo 2). Buluntular, temel eğitimi alan hemşireler ile almayan hemşireler arasında mühim bir fark olduğunu göstermiştir (p<0.05). Dolayısıyla yoğun bakım ünitesinde çalışan hemşirelerden eğitime tabi tutulmamış olanlar kritik hasta bakımını daha stres verici görmektedir. İş tecrübesi az olan hemşireler, tecrübeli hemşirelere göre daha çok stres yaşamaktadır (p=0.0001). Buradaki hemşirelerde iş ortamı, hemşire-hasta oranı, kritik hasta bakımı ve stres arasında önemli farklar gözlenmiştir. Yoğun bakım ünitesinde çalışan hemşireler için ileri teknoloji kullanımı (p=0.0011), yüksek hemşire-hasta oranı (p=0.0321), personel/profesyonellerle iş ilişkiler (p=0.0021) ve kritik hasta bakımı (p=0.0011) ana stres kaynaklarıdır.

Stresle Başa Çıkma Mekanizmaları

   Yoğun bakım ünitesi hemşireleri tarafından uygulanan beş başa çıkma mekanizması tespit edilmiştir. Dua (%100) ve dinlenme (%100) sık kullanılan stresle baş etme yöntemleridir. Fiziksel egzersizler hemşirelerin bazıları (%35.7) tarafından uygulanmakla birlikte, duyguları açığa vurmak ve problemleri paylaşmak hemşirelerin yarısından fazlası tarafından stresten kurtulmak için kullanılmaktadır. Bazı hemşireler (%35.7) stresten uzaklaşmak için iş arasında dinlenmektedir.

MÜZAKERE

   Bu çalışmanın tespitleri, tecrübe edilen stres belirtilerin %100 olması dolayısıyla Malezya Kebangsaan Üniversitesi Hastanesi yoğun bakım ünitesi hemşireleri arasında stres yaygınlığının yüksek olduğunu göstermiştir. Çalışmada fiziksel, psikolojik ve davranışsal değişimler olmak üzere üç kategoride incelenen stres belirtileri, ilginç tespitler ortaya koymuştur. YBÜ hemşirelerinde görülen genel stres belirtileri baş ağrısı, virüs enfeksiyonlarına çabuk yakalanma, sırt ağrısı, uykusuzluk ve kilo kaybıdır.  Hemşirelerin tecrübe ettiği psikolojik stres belirtileri olan halsizlik, kaygı duyma, bunalım, dikkati işe vermede yaşanan sorunlar, işe duyulan ilginin azalması ve depresyon; çok sık görülen semptomlardır.

   Bununla birlikte davranışlarda; iş sırasında hatalar yapmak, meslektaşlar ve diğer personelle çatışma yaşamak gibi değişiklikler görülmektedir. Sonuç Milazzo (1988) ve Yip (2001)’in tespitleriyle uyumluluk göstermiştir. Strese maruz kalmak YBÜ hemşirelerinden hiçbirini uyuşturucu ve alkol kullanmaya yönlendirmemiştir, bunun sebebi hemşirelerin kendilerini bunlardan uzak tutan sağlam manevi ve dini zemine sahip olmaları olabilir. Bilgi sahibi olmak YBÜ hemşireleri arasında stres seviyesini etkileyen bir etmen olmuştur: hemşirelerin %82.5’lik çoğunluğu temel öğrenim kursunu almadıkları halde YBÜ’de çalışmaya gönderilmiştir. Bilgisizlik YBÜ hemşirelerinde oluşan stresin ana göstergeleri arasında bulunmaktadır (Steffen 1980). Bulgular aynı zamanda bu çalışmaya dahil olan hemşirelerin çoğunun kritik hasta bakımını stres sebebi olarak değerlendirdiğini göstermiştir.  Bu durum YBÜ’deki hastaların ya durumunun kritik olması ya da resüstasyon gerektirmeleri dolayısıyla kaçınılmazdır. Kritik hastalarla ilgilenmek yüksek bilgi ve yetenek seviyesi gerektirdiği için yoğun bakım ünitesinde görev yapan hemşirelerin temel bir YBÜ kursu almaları gerekmektedir. (Kelly & Cross 1985; Sawatzk 1996)

   Tecrübesizlik ve çalışma stresi arasında kayda değer bir ilişkinin olduğu konusunda evvelki çalışmalar da mutabıktır. (Huckabay & Jagia 1979; Oisen 1977; Stone et al. 1984) Huckabay & Jagia (1979) tecrübesizlik ve çalışma stresi arasındaki ilişkiyi araştırmış ve “Hemşire gerekli bilgi ve yeteneği edindiğinde, stres katsayısı düşmektedir.” Sonucuna ulaşmıştır. Buna rağmen Sawatzk (1996), hemşirelerin yetersiz bilgiyi teşvik edici bulduğunu söylemiştir. Pagana (1990) da hemşirelik öğrencilerin ilk klinik tecrübelerini korkutucu değil teşvik edici bulduklarını kaydetmiştir.

    Yoğun bakım ünitesinde ölümün sık karşılaşılan bir durum olması, YBÜ hemşirelerinde yüksek stres oluşturmaktadır. Bu tespit Sawatzk (1996) ve Bartz & Maloney’nin (1986) sonuçlarıyla da uyumludur. Lau &Chan’in (1995) çalışma sonuçları da Hong Kong’da YBÜ hemşirelerinin kritik hasta bakımıyla ilgilenmekten, hemşire eksikliğinden, yoğun çalışma saatlerinden ve personel içinde kişilerarası ilişkilerden dolayı stres yaşadıklarını göstermiştir.

    Hemşirelerin birden fazla hastaya baktıkları gözlenmiştir. Hemşireler iki veya üç hastaya birden bakmanın gerginlik yarattığını söylemektedir. Coghlan’a (1984) göre hemşirelerin iki veya üç hastaya bakmasının sebebi hemşire eksikliğidir. Hemşirenin iş yoğunluğu, hastanın gereksinimlerini yerine getirememesine yol açmaktadır, nihayetinde hastalar ve hemşireler sıkıntı yaşamaktadır. Sonuçta hemşirenin stres altında olması hasta üzerinde etkili olmakta ve hasta bakımını tehlikeye atmaktadır (Gentry et al.1972; Rich & Rich 1987). Oysa ki Payne’e (2001) göre, iş yoğunluğunun sıkça stres kaynağı olarak gösterilmesine karşın, stres optimum faaliyet için tetikleyici olabilir. Fakat elbette, yoğun çalışma saatleri başka olumsuz sonuçlara yol açabilmektedir.

   Meslektaşlarla profesyonel bir iş ilişkisini devam ettirmek, uyumlu çalışma ortamıyla sonuçlanacağı için önemlidir. Ekip çalışması ve işbirliğinin güçlü olması gerekmektedir, aksi halde hemşireler sorunları konuşmakta sıkıntı yaşabilirler. Çatışmaları sağlıklı bir usulle çözmeyi başaramazlar ve klinik kararlara da dahil olmazlar. Zayıf profesyonel ilişkilerin stresli çalışma ortamına yol açması Cottrell (2000) tarafından da belirtilmiştir. Bu bakımdan, hemşirelerin iletişim kurabilmesi ve işbirliği yapabilmesi için uzmanlaşmış bilgi ve yetkinlik gerekmektedir, bu da hasta bakımı kalitesini arttıracaktır. Aslında hem doktorlar hem de hemşireler yetersiz oldukları ve sorumluluk almak istemedikleri için profesyonellerle ilişki kurmakta zorlanmaktadır (Maxfield 2005).

   Güvensiz bir çevre de hemşirelerde stres yaratabilir. Bu tespit Briner’in (1999) tespitleriyle uyumluluk göstermektedir. Yoğun bakım ünitesi ortamı fiziksel, bilişsel ve duygusal çaba gerektirir. Stresli deneyimler personel çatışmaları, devamsızlık, moral bozukluğu, düşük üretkenlik ve tamamen tükenme gibi işle ilgili sorunlara yol açabilir (Stechmiller & Yarandi 1993; Bailey 1980).

   Stres, sosyal destek gibi başa çıkma kaynaklarıyla hafifletilebilir. Bu çalışmaya katılan hemşireler dua ve dinlenme gibi son derece etkili başa çıkma yöntemleri kullanmıştır. Fakat hemşirelere uygun başa çıkma becerileri öğretilmelidir. Tamamen tükenmeyi engellemek için YBÜ hemşirelerine stresle başa çıkma eğitimi uygulanabilir (Payne 2001). Buna karşın birkaç çalışma “Zahmetli problem çözme”nin başka ülkelerdeki hemşireler arasında en yaygın başa çıkma yöntemi olduğunu belirtmiştir (Payne 2001, Healy 2000; O’Brien & Delongis 1996).

ÖNERİLER VE SONUÇ


   Bu çalışma kritik hasta bakımı ve yönetimiyle ilgili mühim sonuçlar içermektedir. Kritik bakım hemşireleri yüksek sorumluluk ve hasta bakım yönetimi sebebiyle oldukça stresli bir ortamda çalışmaktadır. YBÜ hemşireleri hasta ailesi ve hastanenin kaliteli bakım talebinin yanında teknolojik uzmanlık ihtiyacıyla da karşı karşıyadır. Malezya Kebangsaan Üniversitesi Hastanesi YBÜ hemşirelerinin yaşadığı stresin kaynağı artık tespit edilmiştir. Stres kritik bakım hemşirelerinin sağlığı ve refahında etkili olduğu için organizasyonların YBÜ hemşirelerindeki stresi azaltmaya yönelik tedbirler alması gerekmektedir. Yoğun bakım ünitesi hemşirelerinin temel YBÜ kurslarına katılmalarını teşvik etmek, personel kontenjanını arttırmak gibi öneriler YBÜ hemşirelerinin yaşadığı stres seviyesini düşürmeyi sağlayabilir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder